Grand Theft Football: Avrupa Süper Ligi

Grand Theft Football… İlk olarak Chelsea taraftarlarının kullandığı, GTA oyunlarının isminden esinlenerek üretilmiş olan bu slogan 18 Nisan 2021 akşamı ve sonrasında yaşananları en iyi anlatan sloganlardan biriydi bana sorarsanız. Her şey, internet üzerinden yayınlanan bir bildiri ile başladı. Bildiride Avrupa’nın önde gelen takımlarının artık Şampiyonlar Ligi’nde oynamayacağı, bunun yerine kendi aralarında kurdukları “Avrupa Süper Ligi” isimli bir ligde mücadele edecekleri beyan edilmekteydi. Gerek ekonomik boyutu gerekse ilan edilme şekli ile Şampiyonlar ligi ve yerel liglerin marka değerini öldüren, bundan da önemlisi Avrupa’daki diğer takımları tamamıyla yok sayan; futbolun ruhuna yapılmış bir soygun(theft) hamlesiydi Avrupa Süper Ligi. Peki bütün bu sürecin arkasında ne yatıyordu? Söz konusu kulüplerin amaçladıkları şey tam olarak neydi?

Şahsi olarak bu süreçte en çok ilgilimi çeken noktalardan biri, olayla ilgisi olan herkesin “Kulüplerin bu projeyi para için ortaya attığı” fikrinde mutabık olmasıydı. Bütün spor medyasının ağzından çıkan tek bir kelime vardı: “Para”, “Para”, “Para”… Peki gerçekten Avrupa Süper Ligi projesi sadece para kazanmak amacıyla ortaya atılmış bir proje miydi, yoksa bundan çok daha fazlası mıydı?

Şimdi bir an gözlerinizi kapatın ve kendinizi gelecekte hayal edin: Dünya üzerinde sadece 20 tane futbol kulübü kalmış. Nasıl eskiden Türkiye’de Galatasaraylılık, Fenerbahçelilik, Beşiktaşlılık babadan oğula geçiyorsa, aynı topraklarda Manchester United, Real Madrid, Milan taraftarı olmak babadan oğula geçmeye başlamış. Dünyanın her yerinde bu kulüplerin maçları izleniyor, bu kulüplerinin formaları satılıyor, bu kulüplerinin futbolcularını takip ediliyor.

Kendilerine göre düşük bütçeli takımlarda oynayan topçuları istedikleri zaman herhangi bir engele takılmadan alabilecek bu kulüplerin, sadece para için böyle bir başkaldırıda bulundukları düşüncesi bana mantıksız geliyor. Şahsi fikrim, söz konusu 12 futbol kulübünün, futbolun geleceğini az önce size bahsettiğim hayal doğrultusunda kurgulamayı amaçlamalarından dolayı böyle bir girişimde bulundukları. Bu kulüplerin hepsi, milyarlarca insan tarafından takip edilen bu sporun adeta tek markası olmak istediler, istiyorlar. Dünya Futbolu dendiğinde de bu 20 kulüpten başka kulübün akla gelmemesini hedefliyorlar.

Planın başarısız olduğunu düşünebilir, toplumdan gelen tepkiler üzerine bu girişimin bir daha yaşanmayacağına inanabiliriz. Ancak ben bu kulüplerin amaçlarından vazgeçmiş olduklarını düşünmemekle birlikte, 2024-2025 sezonundan sonra yürürlüğe girecek olan Şampiyonlar Ligi formatı ile hedeflerine bir miktar daha yaklaştıklarını düşünüyorum. Büyük takımların kendi aralarında yarıştıkları bir ligi eninde sonunda göreceğiz gibime geliyor. İster Şampiyonlar Ligi adıyla olsun, ister Avrupa Süper Ligi adıyla… Futbolseverler olarak neler olacağını göreceğiz. Neler olacağını görmek ve gelişmeleri takip etmek için Radyo Bilkent’in spor programı Tie Break’i takip edin ve bizlerle kalın.